AMELİYAT ( ANESTEZİ ) SONRASI BULANTI VE KUSMA
Açıklama
Genelde ameliyat olan bazı hastalarımız özellikle genel anestezi almışlar ise, uyanma sonrası ilk hatırladıkları cerrahiye bağlı ağrı ve bulantılarıdır. Bulantının ileri şekli, zaman zaman kusma ile devam edegelmektedir. Bu duygu insanda hoş olmayan bir durumla hafızada yer alır. Bazı hastalarımız maalesef bilimsel açıklaması olmayan bir yaklaşımla kusmalara “narkozu çıkarttı” açıklamasını getirmektedir! Bu hoş olamayan olay cerrahi ve anestezi uygulamalarında beklenebilen istenmeyen bir durumdur.
Bu konuda artık eksik ve yanlış bilgi olmasın diyerek konuya açıklık getirelim istedim…
Özellikle genel anestezi uygulaması sonrası cerrahi ameliyatlardan sonra gözlenen bulantı ve kusma sık rastlanan sorunlardan biridir. Her nekadar modern anestezi ve cerrahi teknikleri gelişmiş olsa vede, yeni çıkan yan etkilerden arındırıldığı söylenen anestezik ajanlar kullanılmış olsa bile, günümüzde hem hastayı hem hekimi tedavisi açısından yakından ilgilendiren hoş olmayan bir durumdur.
Bu şikayetler, genelde cerrahi sonrası erken dönemlerde gözlenir bir durumdur.
Önceden genel anestezi altında uygulanan cerrahi vakaların % 80′ lere ulaşan bölümünde gözlemlenirken, zamanımızda bu sıklık % 30‘ lara kadar düşürülmektedir. Bununla birlikte ciddi olan inatçı vakalar ise % 0.1’ ler dolayındadır.
Özellikle inatçı ve ciddi olanlar tedavi edilmelidir. Bulantı ve kusma ,bazı cerrahi hastalarda ameliyat sonrası sıkıntı ve sorunları da beraber getirebilir (göz ameliyatında kanama, plastik cerrahilerde yara açılması, ıkınma ile kafa içi basıncı artışı ile beyin cerrahisi ameliyatlarında yaşanabilecek sorunlar gibi)
Bunlardan başka sıkıntının devamı ile de, hastanın erkenden taburcu olamaması gibi zaman kayıplarına da neden olabilmektedir.
Yaşlı ve çocuklarda eğer kusma şiddetli ise sıvı ve elektrolit kaybına neden olacaktır!.
Oluşumunda hazırlayıcı faktörler nelerdir ? :
Çocuk ve ergenlik dönemi yaşlarında daha sık görülür.Erişkinlerde kadınlarda daha sık görülen bir durumdur.Kilo ve şişmanlık hazırlayıcı olan başka bir faktördür. Araç tutma öyküsü olanlarda görülme sıklığı artar.Kullanılan anestezik ajanlar başlı başına neden olabilmektedir. Anestezi tekniğide rol alabilir, bölgesel anestezide (spianal – epidural) % 2’ lere kadar görülebilir.
Yapılan cerrahinin kendisi de etkendir; laparoskopik batın cerrahilerinde ve açık batın ameliyatlarında sıklık çok fazladır. Ayrıca göz, kulak burun boğaz ve baş-boyun cerrahilerinden sonrada görülür.Diabet, reflü ve gebelik sıklığı arttıran nedenler arasındadır..
Cerrahi ve anestezi süresi uzadıkça görülme sıklığıda artacaktır.Ameliyat sonrası düşük tansiyon, erken dönemde ağızdan sıvı alımı, ağrı tetikleyici olabilir.
Tedavi & korunma :
Öncesinden bir ilacın (anti emetik) alınması her zaman uygun olmaz. Ancak beklenebilir ve ciddi olacak vakalar için önerilir. Operasyon öncesi yapılan premedikasyonda seçilen ilaçlar bir derece etkili olabilecektir (anestezi öncesi vizite bakın).
Gerginliğin giderilmesi ve sedasyon, yerinde olacak bir yaklaşımdır.Ağrı ile mücadele, sıvı kaybını yaşamamak, tansiyonun da kontrol altına alınması diğer alınması gerekecek önlemler arasındadır.
Tedavide anti emetikler, oksijen uygulama, baazen akupunktur, anksiyeteyi (gerginlik) azaltan ilaçlar ve diğer kullanımdaki ilaçlar ile, moral takviyesi (psikoterapi) tedavide yapılacak olanlardandır.