Nisan 2008 ” anestezi ” film afişi ..
(Nisan 2007 yapımlı film bilgi ve fragmanı)
Filmin konusunda ; Başından bir cerrahi girişim geçen gencin anestezi altında iken olup biten herşeyi görüp başından geçenleri yaşamasına ait bir senaryo!
ANESTEZİDE FARKINDA ( + UYANIK ) OLMAK – Anestezik bilinçlilik
“Awareness” – Yüzeyel anestezi / Farkında Olmak
Tanımlama olarak farkında olma (awareness), genel anestezi altındaki hastanın ameliyatı sırasında uyanık olduğunu veya kötü rüyalar tarzı bir şeyler gördüğünü anımsama durumudur.
Özellikle ve genelde; o sırada anestezide kullanılan özel ilaçlarla hareketsiz olduğu için bu durumu belirtememektedir.
Uyanık olma (wakefulness) ise, uyanıklığın yanında bunu hareketleri ile belirtme durumunda olduğu durumdur.Hasta bu durumu sonradan hatırlamayabilir.
Böyle bir durum varmıdır?
- Vardır diyemem 🙂 -> benzeri olayı yaşadıklarını savunanlar : Çünkü yaşantımda 4 büyük cerrahi için genel anestezi aldım ve hiçbirinde benzeri bir tabloyu bir hasta- ameliyat olmuş anestezist olarak kendim yaşamadım!
- Kesinlikle böyle bir gerçek yoktur diyemem, 30 yıllık meslek hayatımda benzeri ifadelere sık olmasa da bende hastalarımda rastladım.
Ancak bir yorum ile konuyu netleştirelim ; Bu tür olaylar ve ifadeler-anı ve yakınmalar mutlaka vardır ve var olacaktır, ama sanıldığı kadarı ile yada yukarıda yer alan film senaryosu gibi anıları ile acı çektiren – korkunç bir ruh ve fizik durumuna insanı (hastayı) getirmeyeceğini de bilmenizi isterim..
Öykülerinde anestezi ve cerrahi işlem sırasında ekibi gördüklerini, konuşmaları duyduklarını ifade eden çok hastamız olmuştur.Ama hiç birisi; özellikle cerrahiye ait o dayanılmaz korkunç ağrıyı ve ızdırabı öncelikle işlememiş ve ağrı konusu hep aktarılanların en sonlarında kalmıştır!.
Eğer bu ağrı (cerrahi) yaşanırsa ; sıklık ile “ağrı şoku” ile hastanın yaşamı riske girer ve istenmeyen sorunları ile uğraşır durur idik.Sıklık ile bu durumlar; Uyanık (anestezi dışı kalmak) olmak, farkında olma ile karıştırılır.
Şimdi konuya açıklık getirelim..
Genelde yeni doğacak bebeğin depresyonundan kaçınıldığı sezeryan gibi girişimlerde anestezinin ilk dakikaları (çocuk çıkana kadar) yüzeyel bir genel anestezi uygulaması gerektirecektir.Buna benzer durumlarda, hastanın bazı olayları fark etmesi gibi durumlar söz konusu olabilmektedir.Bu hastanın uyanık olduğu anlamına gelmez!
Teknik sebeplerden dolayıda baazen hastaya verilen anestezikler yetersiz kalabilir, yada yeterli seviyelere ulaşmaları zaman alabilir.Bu durumlarda da hasta farkında olduğu izlenimleri anımsayabilir.
Genellikle cerrahinin sonlarında (cilde dikiş atılmasının sonları) anestezikler erken kesilirse benzer durumlar olabilmektedir.Bu konu teknik bir konudur, hoş ve uygun değildir!
Yapılan bazı bilimsel çalışmalarda kullanılan bir takım anestezik ve özgül ilaçlarla anestezi sırasında sözlü komutlara yanıt alındığı, ancak bunların sonradan nadiren hatırlandığı saptanmıştır.
Yukarıda açıklanan tanımlamalar hastalarda (özellikle cerrahi geçirenlerde, yada opere olacaklarda) önemli bir travma yaratabilir !.Yaşanan bu olaylar, psikolojik travma, uykusuzluk, stres bozukluğu gibi bazı klinik yakınmalarla sonuçlanabilir.
Tüm bu yaşanmışlarda öncesi dönemde bilinç altına yerleşmiş olan bilgi ve konuşmalarda etken olacaktır.
Baazen hasta yaşananları kendiliğinden hatırlayamaz, ancak bazı konuşma ve görsel durumlar tadsız bir anı olarak canlanabilmektedir.
Normal cerrahi koşullarında ; teknik ve kaza türü açıklamalarla yetersiz anestezi düzeyi istenmeden sağlanırsa farkında olma gözlemlenen durum olabilmektedir.Bunun savunması yada mantığı olamaz.
Hastanın hayati tehlikesinin bulunduğu, zamana karşı yarışılan ,genel durumun bozulduğu acil girişimlerde ise ; Tıbbi zorunluluktan düşük dozda kullanılan anestezi yaklaşımlarında da benzeri şeyler yaşanabilecektir..
Anestezi sırasında gelişen bu durumlarda (farkındalık), hasta hiç ağrı duymasa bile – tanımlamalarda bu sıklıkla yer alır – oluşan panik ve umutsuzluk hoş olmayan bir durumdur. Asıl sıkıntı, hastanın uyanık olduğundan ! ziyade hareket edemeyerek iletişimi kuramamasıdır.Farkındalık; klasik anlamda uyanıklık değildir.
Farkında olmanın görülme sıklığı, bu amaçla kullanılan tanı ve teşhis metodlarına vede uygulanan anestezi tekniğine göre değişkenlik gösterir.Gereğinden az seviyede anesteziyi sağlamak veya hasta açısından fark etmek görüldüğü kadar kolay olabilen bir durum değildir !
Farkındalığın değişik seviyelerde aşamaları mevcuttur.
Düşük ilaç konsantrasyonları ile hastalar sözlü uyarılara cevap verebilir ve bilinçli hatırlama olabilir.Konsantrasyon arttıkça ancak olaya ait bir ipucu eşliğinde hatırlama olacaktır.Daha yüksek seviyelerde hafıza kaybolur.
Anestezi altında hafızanın engellenip engellenmediği konusu tam açıklanamamıştır.Ağrılı bir cerrahi uyarı ile bilinçlilik seviyesi artacaktır!
Farkındalık için görülme sıklığı değişkendir.Burada tanı kriterleri önemli yer alır. Eğer bu kriter cerrahi sırasında herhangi bir anlamlı olmayan hareketse, farkındalık olasılığı % 100 dür demek ürkütücü olacaktır.Eğer rüya görmek bir kriterse burada farkındalık % 50 lere ulaşır.
Yapılan çalışmalarda cerrahi anestezilerde farkında olma sıklığı % 0.2 – 0.7 arasındadır. Bazı cerrahi girişimlerde (kalp damar cerrahis ) bu oran % 1 lere çıkabilir.
Genel anestezide kullanılan ilaç kombinasyonlarının artması, izlem metdodlarının gelişmesi ile bu sıklık giderek azalmaktadır.
Son yıllarda anestezi derinliği takibinde beyin elektrik dalgaları EEG ile incelenmekte ve BIS ( bispektral indeks ) değerlerinin ölçülmesiyle anestezi derinliği izlenebilmektedir.
BIS monitöründe 0 – 100 arası değerler oluşur, O derin uykuyu 100 ise uyanıklığı ifade eder.70 üstü değerleriyle anestezi artık yüzeyelleşmektedir.
Kendi yorumum :
2008 de vizyonda olan film – AWAKE – (seyrettim) senaryo gereği gerçekte olabilen bir kliniği, odiovisuel eklentileri ile sizlerde abartılı algılanması için elinden geleni yapmışlar derim..
Masada mümkünse görüşmeme veya görüşürsek de farkında olmamanız dilekleriyle (şaka şaka..), sağlıcakla kalın….