ANESTEZİDE BİREYSEL FARKLILIKLAR
Zaman zaman hastalarımız bize kendi yaşantılarında gördükleri veya duyduklar şeyleri bizle paylaşırlar.
Bunlardan biri de ; Komşu yada akrabasının benzer şikayetle ameliyat olduğunu, kendisini de ayni operasyon geçirdiğini ama onda görmediklerini , o hastanın yaşamadıklarını yaşayıp gördüğünü anlatır dururlar. Yani nasıl olurda bende ondan farklı sorunlar yada yakınmalar yaşandı, o niye yaşamadı gibi benzetmeleri yaparlar. Hatta kendisinin bir önceki farklı bir ameliyatından daha farklı bir konumda (memnuniyet yada memnuniyetsizliği) olduğunu ifade ederler.”Bende şu oldu ama onda bu olmamış” … benzeri yakınmaları duyar dururuz..Bu tür soruları çoğaltmak mümkündür.
Ne oluyorda bu farklılıkları yaşıyorsunuz yada size (hastalara) göre bizler bu farklılıkları yaşatıyoruz ?
Burada insanların bireysel farklılıkları rol almaktadır.
Anestezi uygulamalarında, anestezinin derinliği ve anesteziden çıkma ile uyanma yani hastanın derlenme süresinde gözlenen farklılıkların ; kullanılan anestezik ilaçların özellikleriyle beraber, hastalar arasındaki bireysel farklılıklardan kaynaklandığı yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur.
Yaş, cinsiyet, vücut yapısı genetik ve çevre faktörleri gibi gözlediğimiz bireysel farklılıklar, anestezide kullandığımız ilaçların etkileme mekanizmalarına doğrudan bağlı olan özelliklerdir.
Irksal farklılıkların ilaçlara cevabı belirleyen önemli bir faktör olduğu belirtilmektedir.Bilinen en önemli genetik değişiklik , erkek ve kadın cinsiyetleri arasındaki farktır.
Birçok hastalık için görülme oranı , hastalığın belirti ve bulguları ve tedaviye alınan cevap her iki cinsiyet için farklıdır.
Cinsiyet, sadece ilaçların vücud ve organlara etkileri üzerine değil, ilaçların yan etkilerin şiddeti ve allerjik reaksiyonların görülme sıklığı üzerine de etkilidir. Kadınlarda, yan etki şiddetinin erkeklere göre daha fazla gözlenmesi bunun bir kanıtıdır.Erişkin kadınlarda ameliyat ve anestezi sonrası gözlemlediğimiz bulantı ve kusma , erkeklere göre 3 kat daha fazladır.Kadınların menstrual dönemleri de ayrıca ilaçların etkisinde de rol alan bir başka faktördür.İlaçların metabolizmalarında (atılımları) cinsiyet kadar yaşın da etkisi vardır.Yaşlanma ile değişen vücud yağ oranı, karaciğer, böbrek fonksiyonlarında gerileme ilaçların atılımı üzerine negatif etki eder.
Kadınların vücud yağ oranı erkeklere göre fazla iken, su oranı daha azdır. Bu farklılık ilaç metabolizmasınada farklı yansıyacaktır.Her iki cinste de kan hacmi, kan proteinleri (albumin vs.), kan akımı ve kalp debisi, karaciğer böbrek fonksiyonları ilaç metabolizmasını etkileyen başlıca faktörlerdir.Erkeklerde barsak fonksiyonları ve ilaç emilimi kadınlara göre daha yavaştır. Ağızdan alınan ilaçların erkekte emilimi bu nedenle daha iyidir.Kadınlar yağ oranı fazlalığı ile daha uzun sürede ayılırlar (derlenme).
Kadınların ağrı eşiği daha düşüktür.Bu nedenle kadınlar yaşamları boyunca daha fazla ağrılı şikayetlere maruz kalabilmektedir.Erkek androjen hormonu ağrının kronikleşmesini (süregen) engeller. Östrojen kronik ağrı gelişiminde suçlanan bir hormodur ? Kadınların operasyon sonrası ağrı kesici ihtiyacı erkeklere göre daha fazladır.Yapılan çalışmalarda kadınlar, daha fazla derlenme döneminde rüya görürler.
Anestezide farkında olma olayı (burada anlatılmıştı) her iki cins içinde aynidir.Uykusuzluk ve beraberinde gelen endişe kadınlarımızda daha fazladır.Genelde kadınlarımızda uygulanan ilaç dozları yukarıdaki açıklamalar nedeniyle biraz daha fazladır.
Bu nedenlerle anestezi uygulamasında yaş, cinsiyet, ırk ve genetik faktörleri her zaman göz önünde tutmalıyız. İlaçların etkisi kadar yan etki ve komplikasyonlarında (sorunlarda) da bu faktörlerin önemli rol oynadığı bilinmelidir.
Yaşadığınız bu farklılıkların temel nedenleri bunlardır.
* guncelanestezi.com ‘ dan paylaşım mevcuttur..