ANESTEZİ SİSTEMLERİ (devam)
Bölüm.4
- Elektronik Akım Ölçer
Günümüzün modern anestezi makinalarının bazılarında elektronik akım kontrolü ve ölçümü yapılır. Fakat bir emniyet olarak bu özelliğin olduğu cihazlarda yedek rotametre bulundurulur.
- Oksijen Flush (Bypass) Valvi
Anestezi uygulamalarında bazı hallerde (devrede kaçak olması ya da aciliyet durumlarında) oksijene akım ölçerin verebileceğinden daha yüksek hızda ihtiyaç duyulabilir. Bu durumlarda kullanılmak üzere ayrı bir oksijen hattı ve valvi bulunur. Oksijen flush valvi 30-70ml/dk hızda ve 20-45 p.s.i basınçta oksijen verebilir.
- Vaporizatörler
Solunum yoluyla verilen, sıvı halden kolaylıkla gaz haline geçebilen, uçucu (volatil) anestezik ajanların anestezi uygulamalarında kullanılabilmeleri için buharlaştırılarak gaz haline getirilmesi ve belli oranlarda verilmesi gereklidir.
Volatil ajanları sıvı halden gaz hale getirmek için kullanılan araçlara Vaporizatör (buharlaştırıcı) adı verilir. Bir vaporizatörde anestezik ajanın buharlaşması çeşitli etkenlere bağlıdır. Bunlar ajanın kaynama noktası, vaporizatör içindeki sıvı, içerden geçen gazın ısısı ile akım hızı vb. ‘dir
İlk vaporizatör uygulaması açık maske diye adlandırılan tel çerçeveye geçirilmiş gaz bezine anestezik maddenin damlatılması şeklinde kendini göstermiştir. Damlatılan anestezik ajan ortam sıcaklığında buharlaşır ve hasta buharlaşan ajanı soluyarak alırdı. Bu uygulama şimdi kullanılmamakta olup anestezi açısından tarihsel önemi vardır.
Boyle vaporizatörü adı verilen ater şişesi de günümüz modern vaporizatörlerinin gelişmine katkı sağlamıştır. Eter şişesi, anestezik ajanla bir kısmı doldurulan ve bir valvi olan ve bu valv ile kontrol edilebilen, anestezik ajanın ısı ve ışıktan korunması için yeşil veya kahverengi camdan yapılan şişelerdir.
- Bir Vaporizatörden Beklenen Özellikler
İdeal bir vaporizatörden beklenen özellikler şunlardır:
- Ortam ısısı be basıncından etkilenmemeli
- Gaz akımına düşük direnç göstermeli
- Sık sık servis ihtiyacı olmamalı
- Güvenle kullanılabilmeli
- Ekonomik olmalıdır
- Taşıyıcı gaz akımından etkilenmemeli
- Vaporizatörlerin Sınıflandırılması
Çeşitli vaporizatör sınıflandırmaları varsa da çalışma şekillerine göre vaporizatörler aşağıda verildiği gibi sınıflandırılabilir.
Ø Bubble _Through, (habbecikli) Vaporizatörler
Ø Ajana özel vaporizatörler
- Ajana Özel Vaporizatörler
Flowover vaporizatörler, Gaz akımı anestezik sıvı yüzeyinden geçerken volatil anestezik buharını da vaporizatör dışına taşır. Flowover vaporizatörler, gaz akımında değişiklik durumlarından ve ortam ısısından etkilenmezler. Ajana özel yapılmış olan flowover vaporizatörler, günümüzün modern vaporizatörleri olup sabit konsantrasyonda ajan verebilirler.
Fluotect tip vaporizatörler, flowmetredeki taze gazın vaporizatöre girince ikiye ayrıldığı vaporizatörlerdir. Bu tip vaporizatörlerde konsantrasyon kadranının saatin tersi yönünde istenilen yüzdeye çevrilmesi total gaz akımını vaporizatör içindeki sıvı anesteziğin üzerinden geçen taşıyıcı gaz ve vaporizatörü değişmeden terk eden gaz olarak ikiye ayırır. Buharlaşma odacığından geçen gaz anestezik buharı ile doyarak odacığı terk eder ve vaporizatör çıkışında doğrudan geçen gazla (her iki gaz) birleşir.
Flowmetreden gelen ve ikiye ayrılan gazın bir kısmı hiç anestezik ajana maruz kalmadağından ajana özgü bu vaporizatörler değişken geçişli(variable bypass) vaporizatörler olarak da adlandırılırlar.
Ajana özgü vaporizatörler kendi ajanları dışında başka bir anestezikle kullanılmamalıdır. Ajana özgü vaporizatöre konulan yanlış ajan aşırı veya yetersiz doza neden olur.
Günümüzde kullanılan vaporizatörlerde yanlış ajanla kulanımı önlemek için ajana özel çeşitli anahtar tipi dolum sistemleri vardır. Bunlarda anestezik ajan şişesinin başı sadece ajana özel üretilen vaporizatöre uyumludur.
Elektronik Vaporizatörler, anestezide kullanılan anestezik ajanlardan yüksek buharlaşma özelliği olan Desflurana özel elektronik vaporizatörler üretilmiştir. Desfluran bu özelliğinden dolayı mutlaka elektronik vaporizatörler ile kullanılmalıdır. Desflurana özel üretilmiş olan, TEC 6, Tec 6 plus ve D-tec (ısıtılmış-karıştırcılı vaporizatör) vaporizatörleri vardır.
Datek-Ohmeda S/5 ADU ve benzeri makinalarda tüm volatil anestezikler için kullanılabilen elektronik vaporizatörler bulunur.
- Anestezi Devreleri (solunum sistemleri)
Anestezi devresi, gaz kaynaklarından alınan medikal gazlar ile inhalasyon yoluyla uygulanan anestezikleri müşterek gaz çıkışından (medikal gazlar ile anesteziklerin vaporizatör çıkışında birleştikleri yer) alarak hastaya ulaştıran ve hastadan çıkan zararlı atık gaz karışımlarının (karbondioksitin) uzaklaştırılmasını, atılmasını sağlayan bir çok bağlantısı ve parçası olan sistemlere verilen addır.
Hasta solutma sistemlerinin temel amaçları;
Ø Farklı oranlarda taze ve ekspire edilen gaz içeren anestezik
gazların bir araya getirilmesi.
Ø Anestezik gazların hastaya ulaştırılması.
Ø Expire edilen karbondioksitin uzaklaştırılması.
Ø Anestezik gazların ortam atmosferinden ayrı tutulması.
Ø Anestezik gazların ısı ve nem yönünden uygun iklim koşullarına getirilmesi
Yukarıda verilen amaçları gerçekleştiren solunum sistemleri çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır.
Anestezi devreleri genellikle,
Ø Açık sistem (Örn.Eter anestezisi, açık maske, insüflasyon,)
Ø Yarı açık sistemler (Mapleson A,B,C,D,E,F sistemleri)
Ø Yarı kapalı sistemler (Halka sistemi)
Ø Kapalı sistemler ’ olarak sınıflandırılırlar.
1986 yılında Mcıntyre iki gruplu bir sınıflandırma yapmıştır. Buna göre anestezi devreleri:
Ø Karbondioksit (washout) atılımlı devreler (Örn. Mapleson devreleri, Bain devresi, lock koaksial sistem, ayre’nin T parçası)
Ø Karbondioksit emilimli (absorptıon) devreler (Örn. TO&FRo devresi, halka sistemi)’ olarak ikiye ayrılmaktadır
Bütün tiplerde taze gaz kaynağı, hotumlar, tek yönlü valvler, korbondioksitin aktif veya pasif olarak toplanması ve atılımı, ekspiryum(hastanın çıkardığı hava) havasının yeniden solunması gözlenir.
Günümüzde en çok kullanılan anestezi devresi halka sistemidir.
- Açık Sistemler
Reservaur balonunun olmaması ve ekspire edilen gazların geri solunmaması ile en basit, en ucuz sistemlerdir. Hastanın hava yolu ile fiziksel bir bağlantı olmaması nedeniyle açık sistemlerde solunuma direnç oluşmaz. Ancak kullanımlarını azaltan bazı önemli faktörler mevcuttur
- İnsüflasyon Yöntemi
Anestezik ajanın, anestezi makinasından direkt olarak bir hortum veya maske yoluyla hastanın yüzüne verilmesidir. Bu teknik özellikle çocukların indüksiyonunda uygulanmaktadır.
- Açık Damla Uygulaması
Buteknikte orta derecede güçlü olan bir inhalasyon ajanı (Örn. halothan ) yüksek buhar basıncında, Schimmelbusch maskesi ile uygulanabilir.
Bölüm.5
- Yarı Açık Sistemler
Açık sistemlerden farklı olarak devreye bir rezervuar balon ilave edilmiştir. Sistemde taze gaz akımının olduğu ve hastanın çıkardığı havanın atmosfere atıldığı sistemlerdir.
- Mapleson Devreleri (yarı Açık Sistemler)
Mapleson tarafından 1954 yılında geliştirilen beş adet yarı kapalı anestezi sistemi vardır. Bu sistemler yüz maskesi, kaçak valvi, balon, taze gaz girişi ve tüp sistemini içeririr. Bu beş sistem temel farklılıklar açısından A, B,C,D,E şeklinde gruplandırılırlar.Gruplar arası farklılıklar valv ve taze gaz(FGR) girişinin yeri ile gaz rezervuar balonun olup olmamasından kaynaklanır.
Mapleson A devreleri, endotrakeal entübasyonu ve Magill forsepsini tanıtan, devre A’yı ilk tanımlayan ve kullanan Sir İvan Whiteside Magill anısına Magill devreleri olarak bilinirler. Mapleson A devresinde taze gaz girişi aygıtın sonundadır. Spontan solunum ile kontrole sonlum arasında önemli farklılıklar vardır. Kontrole ventilasyonda önerilmez.
Mapleson B ve C devresi, En az kullanımda olan devredirler. Şekilde görüldüğü gibi taze gaz girişi, kaçak valvine ve hastaya yakındır. Bir körük ve rezervuar kese vardır.
Mapleson C devresi, bu devrede B’ye benzer tek farkı körüğünün olmayışıdır. Her iki devrede resüsitasyon ambularında kullanılır.
Mapleson D devresinin taze gaz akımını taşıyan hortumu körüklü bir hortum içinden geçerse Bain devresi adını alır. Bain devresi, baın ve spoerel tarafından 1972 yılında baş ve boyun cerrahilerinde kullanılmıştır.
Hasta ve anestezist açısından bazı avantajları vardır. Bunlar;
Ø Hasta için, direnç azdır
Ø Kolay sterilize edilir.
Ø Anestezist için, hafif ve kolay taşınır
Ø IPPV için ventilatöre (konnekte etmek)bağlamak kolaydır
Ø Valv yoktır
Ø Spontan ve pozitif basınçlı ventilasyon basittir
Ø Ucuz ve tüm ajanların uygulanmasına olanak erir.
Tüm bu avantajlarına rağmen bu sistemin dezavantajları da vardır.
Ø Sistem bir çok bağlantıdan oluştuğu için diskonneksiyon (bağlantı olmaması) riski yüksektir.
Ø İçindeki hortum kıvrılarak akımı engelleyebilir.
Ø Akım flowmetre ile kontrol edilmelidir.
Ø Taze gazın kullanımı ekonomik değildir.
Ø Oksijen flush’ı sırasında rezervuar kese(balon) boşalır.
Mapleson E devreleri Ayre’nin T parçası olarak bilinir ve yıllar önce esas olarak pediatrik(çocuk) anestezide kullanılmıştır. Hafif ve kullanımı kolay olup minimal hava yolu direnci oluşturur. Hava kirliliğini engeller ve asiste solunuma olanak tanır. Ölü boşluk oranı azdır.
Mapleson D,E ve F sistemlerinde taze gaz girişi hastaya yakındır. Mapleson D’de kaçak valv rezervuar kese ile körük arasındadır.
Her üçü de IPPV ve spontan ventilasyon için uygundurlar.
Bölüm.6
- Yarı Kapalı Sistemler
Yetişkinler ve büyük çocuklarda en fazla kullanılan solunum sistemidir. Bu sistemde anestezik gazlar sonlum yollarına tamamen taze gaz akımı ve tekrar solunan gazlarla taşınır.solunum yolu ve rezervuar balon, inspirasyon sırasında atmosfere kapalı, ekspirasyon sırasında ise açıktır.karbondioksitin sistemde emilmesi ile beraber tekrar soluma oluşur.
- Kapalı Sistemler
Ekspirasyon valvi kapalı kalacak şekilde taze gaz akımı uygun biçimde azaltılırsa yarı kapalı sistem kapalı sisteme dönüşür. Kapalı sistemde, sonlum yolları ve rezervuar baloninspirasyon ve ekspirasyonda atmosfere tamamen kapalıdır. Hasta tarafından solunan gazlar absorbanda absorbe olan karbondioksit hariç tekrar tamamen solunur. To& fro ve devre(halka) sistem tamamen kapalı bir sistemde kullanılabilir.
- Kapalı Sistemin Avantajları
Kapalı sistemin diğer devrelerden farklı olarak bir çok avantajı vardır.
Bunlar:
Ø Devrede % 92-100 nem korunur
Ø Hastanın vücut ısısı korunur
Ø Anesteziklerin ameliyathaneyi kirletmeleri azalır
Ø Anestezi derinliğinin değerlendirilmesinde yardımcıdır.
Ø Daha az anestezik kullanılacağı için ekonomiktir.
Ø Hastanın ilave monitörizasyonu(monitörden izlem) kolaydır
- Halka (circle system) Sistem
Parçalarının dairesel şekilde dizilimi nedeni ile daire sistemi olarak isimlendirilmektedir. Kapalı sistem olup yüksek gaz akımı ile çalıştırıldığında yarı kapalı sistem olarak kabul edilir.
Halka sisteminin kullanımı ile hastaya inspirasyon (soluk alma) ve ekspirasyon sırasında düşük direnç altında gaz ve anesteziklerin verilmesi, düşük düzeyde geri soluma , karbondioksit tutulumu ve uzaklaştırılması işlemleri sağlanır.
- Halka Sisteminin Bölümleri
En sık kullanılan solunum sistemi olan halka solunum sistemini oluşturan parçalar şunlardır:
Ø Taze gaz girişi
Ø Tek yönlü valvler
Ø Karbondioksit absorbanı
Ø Solunum hortumları
Ø rezervuar balon
Ø Y- parçası
Ø Maske
- Taze gaz girişi
Çoğunlukla sodalaym kanisterinin olduğu kolda bulunur. Anestezi cihazına farklı noktalardan giren medikal gazlar ile anesteziklerin son olarak bir noktada toplandıkları ve solunum sistemine verildikleri ortak çıkışa verilen addır.
- Solunum tüpleri (hortumları)
Hasta ile solunum devresi arasındaki gaz iletimini sağlarlar. Uzunlukları devre ölü boşluğunu etkilemez.
Genellikle 1 metre uzunluktadır. Geniş delikli ve bükülmeden, tıkanmadan fleksbl olma özellikleri vardır. Tüplerin son kısmı 22mm genişliktedir. Genleşme kabiliyeti fazla olmamalıdır.
Tüplerin ortalama volümü, 1 metre için 400-500 ml. Civarındadır. Tüplerin birbirine eklenerek uzatılmaları sistemde direnci arttırmaz. Akım şekli hemen daima türbülandır, çünkü tüpler oluklu yapıdadır.bebek ve çocuklarda daha küçük hortumlar kullanılır.siyah antistatik ve dispozibl poliproplen yapıda olmak üzere iki çeşidi vardır.
- Solunum Valvleri
Solunum devresinde birbirine benzeyen görevleri farklı iki valv vardır (inspratuar ve ekspratuar valvler). Fonksiyonları akımı devre içinde tek yönde sağlamaktır.
İnspiratuar valv inspirasyonda(hasta soluk alırken) açılır, ekspirasyonda(soluk verirken) kapanır. Bu şekilde dışarı verilen havanın inspiratuar kol (oksijenden zengin havanın olduğu kısım) içine geri kaçması engellenir.
Ekspirasyon valvi ileri geri çalışır. Bu valvler devrenin inspiratuar ve ekspiratuar kolunda her hangi bir yere monte edilebilir.yeni anestezi cihazlarında solunum valvleri sodalaym yakınında veya içinde yer alır.
Valvler, küçük basınçta geniş olarak açılmalı ve tam kapanmalıdır. Böylece geri akım önlenir.
- Rezervuar Balon (olunum balonu, rezervuar kese)
Solunum sırasında içinde hastanın soluyacağı oksijen ile diğer gazların depolandığı parçadır. Hastanın solunum volümünün hesaplanmasını ve gerektiğinde anesteziste elle ventilasyon yapma imkanı sunar.
Anestezi sırasında cerrahi örtülerle kaplı olduğu için hastanın göğüs kısmının görülerek solunumunun değerlendirilmesi rezervuar balonun gözlenmesinden daha zordur. Rezervuar balon, Hastanın akciğerleri ve hava yolu hakkında anesteziste bilgi sağladığı gibi hastanın kas gevşemesi hakkında da yararlı bilgiler verir.Hastanın solunumunu sağlamakta anestezistin en önemli yardımcısıdır.
Anestezi makinası rezervuar balonları diğer balonlardan farklı olarak tek elle kolayca tutulacak özellikte ve elips şeklinde kaygan olmayan lateks veya lastikten yapılmışlardır.
Rezervuar balonlar, solunum (respiratuar) valvleri ile hasta arasında yerleştirilirler. Volümü 500ml ile 6 litre arasında değişen rezervuar keseler vardır. Üzerinde yazan değerinin 4 katı özellikte genişleme özellikleri vardır.
- Y parçası
Plastik veya metalden yapılmışlardır. Solunum hortumlarına konnekte(bağlantı) edilir. Plastik parçaların metal parçalar gibi hastanın yüzünde yaralanmalara sebep olma riski yoktur.
- Maske
Hastaya solunum sistemiyle gönderilen oksijen ve diğer gazların verilmesini ve solunumunun desteklenmesini sağlayan halka sistemin bir parçasıdır. Anestezi de kullanılan temel ekipmanlardandır.
- Oksijen Analizörü
Kapalı devreler mutlaka oksijen analizörü ile kulanılmalıdırlar. Değişik tipte oksijen algılayıcıları(analizörü) vardır. Oksijen analizörleri, halka sistemin solunum devresinde inspirasyon veya ekspirasyon koluna yerleştirilirler. Yerleştirme taze gaz hattına yapılmamalıdır.
- Karbondioksitin Uzaklaştırılması
Kapalı ve yarı kapalı sistemlerde ekshale edilen gazlar içindeki karbondioksit absorbe edilerek yeniden kullanılmaktadır. Bu amaçla Yarı kapalı ve kapalı sistemlerde kullanılan, içindeki absorban madde ile karbondioksiti absorbe (emilim) eden, tek veya çift, cam veya metalden yapılmış aygıta Absorber adı verilir. Absorber için absorban kabı, absorban kanisteri gibi isimlerde kullanılmaktadır. Absorban, absorber içinde bulunan karbondioksiti (emerek)içine çekerek uzaklaştıran garanüllü oluşumdur. Absorban, bir çeşit süzgeç görevi görür. Karbondioksit absorbanları üç türdür;
Ø Sodalime,
Ø Baralime
Ø Kalsiyum hidroksidlime
Bunlardan en sık kullanılanı soda lime daha az olmak üzerede baralyme’dir.her ikisinde de asıl aktif olan madde kalsiyum hidroksit olup, içlerine aktive edici(aktivatör) olarak diğer hidroksitler eklenmektedir.
Baralyme, baryum hidroksit, kalsiyum hidroksit ve kristalize sudan oluşur. Nem oranı %11-14 ‘dür. Kuru iklimlerde de nemini kolaylıkla kaybetmez. Bu nedenle uzay kapsüllerinde tercih edilen absorbandır. Formülü içinde de su içerdiğinden kurak iklimlerde de soda lime ‘den daha etkindir. Pembe renkli olup, doydukça mor renge döner.
Sodalime’ın % 80’i kalsiyum hidroksid, % 15’i su, % 4’ü sodyum hidroksid ve % 1’i potasyum hidroksittir. Düşük oranda silika, kalsiyum ve sodyum silikat oluşturması amacı ile eklenir. Silikat eklenmesi ile sodalime’nin toz halde olması engellenir.
Sodalaym da optimal emilim %14-19 oranında nemde oluşur. Sodalaymın kurumasına izin vermemek gerekir. Çünkü o zaman karbondioksit emilimi yeterince olmayacağı gibi önemli oranda volatil anestezikleri de absorbe eder.
Hangi tip absorban olursa olsun bir absorbandan beklenen özellikler şunlardır;
Ø Toksik(zararlı etki) olmamalı
Ø Sık kullanılan anesteziklerle geçimli olmalı
Ø Hava akımına direnci düşük düzeyde olmalı
Ø Kullanımı kolay olmalı
Absorban içine asit veya alkalilerle renk değiştiren indikatörler eklenmektedir. İndikatör eklenmesi sodalime’nin absorbsiyon kapasitesinin tamamlandığını göstermek amacını taşır. En çok kullanılan indikatör etil viyole olup, beyaz renkteki absorbanı mor renge çevirir. Absorbanın tamamen renk değiştirmesi etkinliğini kaybettiğinin göstergesidir.
100gr sodalime yaklaşık 23 lt (maksimum 26 lt) karbondioksit absorbe etmektedir. Ortalama bir absorban, tek kaplı sistemde100gr başına 10-15 lt , çift kaplı sistemde 18-20lt karbondioksit absorbe eder.
Normal bir yetişkin saatte 12-18 litre karbondioksit çıkardığına göre, 1 kg sodalime yaklaşık 8 saat etkili olabilmektedir.
- Anestezi Ventilatörleri
Hayati bir fonksiyon olan solunum işlevini yapay olarak gerçekleştiren cihazlara ventilatör adı verilir. Ventilatörler, operasyon odalarında ve yoğun bakımlarda kullanılırlar.
Anestezinin ilk uygulandığı zamanlarda hasta anestezi uygulayıcısı tarafından bayıltılır fakat kendi kendine solunumunu ve dolaşımını koruyabilirse hayatta kalırdı. Solunum devrelerinin geliştirilmesi, hastanın hava yolu açıklığının bir tüple sağlanması ve hastalarda kas gevşemesi sağlanmasının yaygınlaşmasıyla, anestezist hastanın solunumunu desteklemenin mutlak bir gereklilik olduğunu kavradı. Bu amaçla anestezide ventilatörler kullanıma girdi. Anestezistin rezervuar balonu sıkarak hastanın solunumunu sağlaması görevini ventilatörler devralarak bu işlemi otomatik hale getirdi.
Ventilatörler önceleri anesteziste yardımcı bir aygıt olarak görülür iken günümüzde anestezi cihazının en önemli bölümlerinden biri haline gelmiştir. Günümüzün modern anestezi cihazlarında mutlaka ventilatör bulunmaktadır. Anestezi ventilatörleri bazı farklılıkları olmakla birlikte prensip olarak yoğun bakım ventilatörlerine benzerler. Daha az parametre kontrollü ve daha sade aygıtlardır.
- Ventilatör İle Yapay Solunum
Akciğerlerden gaz değişiminin kısmen ya da tamamen (kişinin kendisi dışında) yapay olarak gerçekleştirilmesine yapay solunum denir. Yapay solunum kontrole ve asiste solunum olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir ve her iki uygulamada elle (balonla) veya bir ventilatörle mekanik olarak yaptırılır.
Ventilatörler gaz akımını, üst hava yolları ile alveoller arasında bir basınç farkı oluşturarak sağlamaktadırlar. Eski ventilatörler gögüs içinde negatif basınç oluşturulması ilkesi ile çalışırken yeni ventilatörler üst hava yolunda pozitif basınç oluşturarak gaz akımını sağlamaktadırlar.
- Atık Gaz Sistemleri
Anestezik gazlar anestezide kullanılmaya başladığından beri hastanın dışarı verdiği hava veya anestezi sistemlerinde oluşan sızıntı, çatlak vb. nedenlerle değişen oranlarda ameliyathane ortamına salınmaktadırlar. İşte anestezi uygulaması sırasında her hangi bir nedenle ortam havasına salınan bu gazlar atık gazlar olarak tanımlanır.
Atık gazların ortamda oluşturdukları etkinin ortadan kaldırılması için gelişmiş anestezi sistemleri kullanılmakta olsa da bu durum atık gazların yinede ortama salınmasını engellememektedir. Bu gazların zarar vermeyen maruziyet düzeylerinin belirlenmesi zor olmakla birlikte, ulusal iş güvenliği ve sağlığı enstitüsü nitröz oksitin 25 ppm, halojenli ajanların 2 ppm oda konsantrasyonunda sınırlandırılmasını önermektedir. Gazların bu eser düzeye düşürülmesi çok iyi çalışan atık gaz sistemlerinin kullanılması ile mümkündür.
Ortama salınan atık gazlardan ameliyathane personelini korumak için bu ‘kontamine’ gazın toplanarak ameliyathaneden uzaklaştırılması gerekir. Bu amaçla kullanılan ve atık gazı solunum devresinden alarak hastane vakum sistemine taşıyan veya doğrudan dışarı transfer eden sisteme atık sistemi adı verilir.
Atık sisteminde gaz belli bir akım hızıyla çalışan vakum sisteminde toplanıncaya kadar bir rezervuarda toplanır. Aktarım hortumlarıyla transfer edilir. medikal gazların borulardan operasyon odasına alınmasında kullanılan renk kodlu hortum giriş yerinde Atık gaz tahliyesi içinde bir hortum girişi bulunur. Bu hortumla atık gaz dışarı verilir.
- Monitörler
Anestezi ve cerrahi sırasında, hastanın fizyolojik fonksiyonları anestezi ve cerrahiden etkilenmekte olup bu etkilerin izlenmesi, belirli aralıklarla ölçümü ve kaydedilmesi gereklidir. Günümüz teknolojisi ile hastaların solunum, dolaşım, oksijenasyon ve vücut ısısı gibi önemli fonksiyonları izlenebilmektedir. Anestezi ve cerrahi süresince hayati fonsiyonların izlenmesi ve değerlendirilmesi işlemine monitörizasyon, bu işlemleri gerçekleştiren cihaza da monitör adı verilmektedir.
İlk zamanlarda monitörizasyon denildiğinde yalnızca EKG monitörü anlaşılmakta iken günümüzde monitörizasyon ve monitörlerin sınırları genişlemiş olup bu amaçla kullanılan aygıtlarda işlevlerine göre kan basıncı, nabız, solunum, arteriyel kan gazı vb. monitoru olarak ifade edilmeye başlamıştır.
Son yıllarda anestezi cihazları üzerinde solunum monitörü ile birlikte hasta monitörleri de bulunmaktadır..
ANESTEZİ DEVRELERİ İÇİN PRATİK BİR NOT :
Tekrardan solumalı bir anestezi devresinde ( cihazında ) ; Hastanın atık gazlarındaki ( ekspirasyondaki ) zararlı olabilen ( CO 2 ) gazlar için bir absorban < soda lime > sistem bulunmakta ise —-> sistem KAPALI , Hastaya ait atık ( ekspirasyon ) gazlar bir valf aracılığı ile atmosfere < AVL valf – exp.valfi > bir miktar bırakılıyor ise —> sistem YARI özelliğini alacaktır..Rutinde kullandığımız anestezi cihazları ( tekrardan solumalı ) : Yarı kapalı sistemlerdir..
* Konumuza ait anestezi sistemleri videosu için buraya bakın..
** Bu konu özellikle göreve yeni başlayan arkadaşlara ve unutulan bir bilgi olması nedeniyle tüm teknisyenler içindir.Kaynak olarak MEB sağlık meslek lisesi notlarından yararlanılmıştır